
İnsanlar doğuştan özgürdürler. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin maddelerinden birisinin de ‘özgürlük’ olduğunu hatırlayalım.
Özgürlük; her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumudur (TDK, 2013). Günlük hayatta aldığımız her türlü karar ve buna bağlı eylemlerimizde de özgürce hareket edebilmeliyiz. Bireylerin aldıkları kararlarda birçok faktörün etkisi vardır. Anne, baba, öğretmen, okul müdürü gibi yakın çevremizdeki kişilerin temsil ettiği otorite bu faktörlerden bir tanesidir.
Otoritenin bireylerin kararlarını ve davranışlarını etkilemesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte birey, otoritenin etkisini dikkate alarak özgürce hareket edebilmelidir. Bu ise bireyin hem özgür hem de özerk olmasını gerektirir.
Özerklik, bireyin karar ve eylemlerinde dış etkenlerden bağımsız (bazen onlara rağmen), kendi istekleri doğrultusunda hareket edebiliyor olmasıdır. Bireylerin özgürlüklerini kullanabilmesi, özerk olabilmelerine bağlıdır.
Özerk Birey; Seçimlerini dış etkilerden ve şartlanmalardan bağımsız şekilde ve iç sesi doğrultusunda yapabilen kişidir.

Bireylerin karar ve davranışlarını etkileyen diğer faktörlerse içinde yaşanılan toplumun kültür ögeleri (dini inanış, örf, adet, gelenek-görenek) ve hukuk kurallarıdır. Bu faktörler bireylerin özgürlüklerini koruma altına aldıkları gibi kimi zaman da sınırlandırabilir. Bu yüzden, insan hak ve özgürlüklerine saygılı demokratik toplumlarda, bireylerin özerkliklerini sağlayacak tedbirler alınmıştır. Böylece bireyin, kendi istek ve arzuları doğrultusunda yaşamını sürdürürken başkalarının özgürlüklerine ve toplumun huzuruna zarar veren davranışlarda bulunması engellenir.
Bireylerin hukuki olarak özgür olması, özerk olmaları için yeterli değildir. Bireyin özerk olabilmesi için kendi hak ve özgürlüklerini bilmesi, eleştirel düşünebilmesi, bilgi kaynaklarını etkin kullanabilmesi, kendi isteklerinin farkında olabilmesi ve bağımsız karar alabilmesi gerekir. Özerk bireyin karar verme süreci, çeşitli kaynaklardan edinilen doğru bilgilerin akıl yürütme sonunda ulaşılan sentezine dayalı olmalıdır. Karar verme sürecinde verilecek kararın muhtemel sonuçlarının da dikkate alınması gerekir.
Bir yanıt bırakın