Demokrasi ve İnsan Hakları Sözlüğü

Demokratik Sistem
Demokratik Sistem

Aktif vatandaş: Günlük yaşamında toplumun sorunlarını ön plana alan ve bu çerçevede insan hakları ve demokrasiyle uyumlu bir şekilde sorunların çözümü için harekete geçen katılımcı vatandaştır.

Aktif vatandaşlık: İnsan hakları ve demokrasiyle uyumlu, karşılıklı saygıya dayanan, şiddet içermeyen bir şekilde politik, sosyal yaşama ve sivil topluma katılım durumudur.

Ara buluculuk: İki veya daha fazla birey arasında yaşanan çatışmaların giderilmesi için üçüncü kişilerin çatışma çözme ve iletişim becerilerini kullanarak çatışmanın çözümüne yardımcı olmasıdır.

Ayrımcılık: İnsanları, belli bir gruba ait oldukları için dezavantajlı duruma koyup, ona göre davranma durumudur.

Bozunma: Birleşik bir maddenin daha yalın bileşiklere veya bileşenlere tek yönlü olarak ayrılmasıdır.

Cumhuriyet: Oy hakkına sahip vatandaşlar tarafından belirli aralıklarla yapılan seçimler sonucunda yöneticilerin seçilmesine dayanan devlet şeklidir.

Değer: Bireylerin düşünce, tutum ve eylemlerinde birer standart olarak ortaya çıkan kültürel öğelerdir.

Demokrasi: Kişilerin, grupların, sınıfların vb. kendilerini ilgilendiren ya da ilgilendirebilecek konularda alınacak kararların oluşumuna katılmalarıdır.

Demokrasi kültürü: Toplumu oluşturan bireylerin, demokrasinin ilke ve değerlerini benimseyerek yaşam biçimi hâline getirmesidir.

Demokratik vatandaşlık bilinci: Vatandaşın; haklarının, özgürlüklerinin, görev ve sorumluluklarının farkında olmasıdır.

Dezavantajlı gruplar: Toplumdaki diğer insanlardan farklı olarak kendi kendine yetmede, sorunlarını tek başına çözmede ve hayatla başa çıkmada sınırlılıklar yaşayan ve diğer insanların yardımına ihtiyaç duyabilen gruplardır.

Dijital vatandaşlık: İnternet ağı üzerinden toplumsal yaşama katılma becerisidir.

Doğal çevre: İnsanların içinde yaşadığı, diğer canlılarla karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, sosyal ve kültürel ortamla birlikte dağlar, ovalar, çayırlar, ormanlar, göller, denizler, ırmakların bulunduğu insan faaliyetlerinin henüz değiştiremediği çevredir.

Doğrudan demokrasi: Halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi tipidir.

Ekolojik denge: İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütünüdür.

Empati: Bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.

Engellilik: Fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal engellerden dolayı toplumsal yaşama diğer bireylerle eşit düzeyde katılım fırsatlarının kaybı veya eksikliğidir.

Erasmus programı: Avrupa Birliğine üye ve aday olan ülkelerin üniversite öğrencilerinin öğrenimlerinin bir bölümünü yurt dışında sürdürmelerine olanak veren bir öğrenci değişim programıdır.

Eşitlik: Kişilerin dil, din, ırk, cinsiyet, sınıf, yetenek veya statü ayrımı yapılmaksızın insan olarak aynı değere sahip olmasıdır.

Etik: Kişilerin birbirleriyle ilişkilerinde değerlendirmelerini ve eylemlerini belirlerken başvurdukları değerlendirme, davranış normları ve sistemleridir.

Geri dönüşüm: Yeniden değerlendirilme imkânı olan atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemlerden geçirilip tekrar üretim sürecine dâhil edilmesidir.

Hak: Genel olarak kişinin toplumdan isteyebileceği, talep edebileceği ve kullanabileceği meşru gerekçesi olan bir iddiadır.

Hukuk: Hakların korunması için yapılmış yazılı sözleşmedir.

Hesap verebilirlik: Karar alıcıların ve uygulayıcıların yetkilerini kullanmalarından ve yapmış oldukları faaliyetlerden sorumlu tutulmalarıdır.

İç savaş: Bir ülkenin içindeki organize olmuş grupların birbiriyle savaş hâlinde olması durumudur.

İçsel barış: İç çatışmalardan arınarak fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak kendini iyi tanıma ve olduğu gibi kabul etmedir.

İnsan hakları: İnsanın dil, din, ırk, cinsiyet, sosyal statü, yetenek gibi farklılıkları dikkate alınmaksızın sırf insan olduğu için doğuştan sahip olduğu haklardır.

İsraf: Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık.

İş yerinde psikolojik baskı (Mobbing): İş yerinde yaşanan, psikolojik baskı, şiddet, taciz ve her türlü rahatsız edici davranışlardır.

Kaçınma: Taraflardan birisinin, diğerinin isteklerine kayıtsız kalması durumudur.

Kadına yönelik şiddet: Kadına fiziksel ve psikolojik olarak zarar veren, kadını inciten ve kadının özgürlüklerini kısıtlayan her türlü eylemdir.

Kalıp yargı: Belli bir nesneye ya da gruba ilişkin bilgi boşluklarını dolduran, böylece onlar hakkında karar vermeyi kolaylaştıran, önceden oluşturulmuş birtakım izlenimler, atıflar bütünü olarak zihnimizde oluşturduğumuz imgelerdir.

Kamu denetçiliği kurumu (Ombudsmanlık): Vatandaşlar arasında oluşan hak ve özgürlük ihlalleri ve uygulamadan doğan adaletsizlikleri incelemek, araştırmak ve çözmek için çalışan bir kurumdur.

Kuvvetler ayrılığı: Yasama, yürütme ve yargının, görev ve yetkilerinin birbirinden ayrılmasıdır.

Küresel ısınma: İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasıdır.

Mübadele: Değişim, değiş-tokuş.

Okulda şiddet: Öğrencilerin kendi aralarında, öğrencilerle öğretmenler arasında veya okulun tüm çalışanları arasında yaşanan psikolojik veya fiziksel saldırı davranışlarıdır.

Ön yargı: Bir grup hakkında gerçek bilgiye sahip olmadan varılan olumsuz duygular ve tutumlardır.

Özgürlük: Kişinin başkalarının özgürlüğüne zarar vermeden kendi iradesiyle istediğini düşünüp yapabilmesidir.

Özerk birey: Seçimlerini dış etkilerden ve şartlanmalardan bağımsız şekilde ve iç sesi doğrultusunda yapabilen kişidir.

Siber zorbalık: Bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bireylere, toplumun bir bölümüne veya tamamına, kamu kurum ve kuruluşlarına zarar verme eylemleridir.

Soğuk savaş: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Doğu Bloku ülkeleri ile Batı İttifakı arasında devam etmiş olan, uluslararası siyasi ve askerî gerginliktir.

Sorumluluk: Kişilerin kendisine, diğer insanlara, devlete ve topluma karşı üstlendiği görevler ve bunlara karşı davranışlarının sonuçlarına sahip çıkmasıdır.

Sporda şiddet: Spor müsabakaları öncesinde, esnasında veya sonrasında bireyler arasında görülen psikolojik veya fiziksel şiddettir.

Şeffaflık: Kararların, kurallar ve düzenlemeler doğrultusunda alınması ve uygulanması, alınan kararlardan etkileneceklerin bilgiye erişiminin sağlanması ve bu bilginin de ulaşılabilir, anlaşılır ve somut olması prensibidir.

Şiddet: Güç veya kudret kullanılarak canlı veya cansız varlıklara fiziksel veya ruhsal açıdan verilen her türlü zarardır.

Telif hakkı: Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişi veya kurumun bu eserden doğan ve yasalarla korunan mülkiyet hakkıdır.

Terör: Yıldırma, cana kıyma, yakıp yıkma, korkutma ve tehdit etme gibi toplumsal bütünlüğü tehdit eden eylemlerdir.

Toplum ve doğayla barışık olma: Toplumun ve doğanın değerlerini koruyarak toplum ve doğa ile uyumlu olma durumudur.

Toplumsal: cinsiyet Kadın ile erkeğin sosyal ve kültürel açıdan tanımlanmasını, toplumların bu iki cinsi birbirinden ayırt etme biçimini, onlara verdiği toplumsal rolleri anlatmak için kullanılan kavramdır.

Uluslararası toplum: Uluslararası ilişkilerin etkili bir şekilde yönetimi için devletlerin ortak değer ve ilkeler doğrultusunda oluşturdukları birlikteliktir.

Uyma: Taraflardan birisinin kendi isteklerini göz ardı ederek diğerinin isteklerini yerine getirmek için çaba harcamasıdır.

Uzlaşma: Taraflardan birisinin, diğerinin isteklerinden bir kısmını karşılamak için kendi isteklerinin bir kısmından vazgeçerek iki istek arasında bir orta yol bulma çabasıdır.

Vatandaş olma bilinci: Vatandaşların hak ve özgürlüklerinin farkında olması, onları kullanmak için harekete geçmesi ve kullanırken sorumlu davranmasıdır.

Yarı doğrudan demokrasi: Egemenliğin kullanılmasının halk ile temsilcileri arasında paylaştırıldığı demokrasi tipidir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*