
Sivil toplum kuruluşlarına katılım günümüzde oldukça önemsenen bir konudur.
İnternet haberinde de gördüğünüz gibi bu konuda uluslararası kuruluşlar da çaba sarf etmekte, çeşitli faaliyetlerle sivil toplum kuruluşlarına katılımı artırmaya çalışmaktadır.
Batı’da her vatandaş birkaç sivil toplum kuruluşuna birden üye olabilmektedir. Bu durum katılımın yoğunluğunu gösteren önemli bir veridir. Katılım tek bir alanla sınırlandırılamaz.
Kamuyu ilgilendiren hemen her konuda konumumuza uygun her alanda katılım sağlamalıyız. Eğitim, sağlık ve çevre ile ilgili çalışmalar yürüten çeşitli sivil toplum kuruluşları vardır.
Örneğin Eğitim Gönüllüleri Vakfı, ilköğretim çağındaki çocuklara “okul dışı eğitim desteği” vermeye odaklanan, eğitim alanında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Tema, ülkemizde doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele, toprak örtüsü ve toprağın korunması, ağaçlandırmanın önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve bilinçlendirmek amacıyla kurulmuş çevre ile ilgili önemli çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Türk Kalp Vakfı, kalp ve damar sağlığına ilişkin çalışmalar yürüten, kalp ve damar hastalıklarına neden olan etkenler hakkında sistemli araştırmalar yapan bir diğer sivil toplum kuruluşudur.

Birer örnek verdiğimiz eğitim, sağlık ve çevre alanında faaliyet yürüten başka birçok sivil toplum kuruluşu vardır. Katılımımızı bekleyen bu kuruluşlara destek vermek, hem vatandaşlık hem de insanlık görevimizdir. Sivil toplum kuruluşları gönüllülük esasına göre çalışan, devletten bağımsız bir biçimde kurulan, kâr amacı gütmeyen, katılımdan beslenen kuruluşlardır. Destek verdiğimiz sürece yaşayacak aksi takdirde kapısı açılmayan tabela kuruluşuna dönüşecektir.
Yaptığımız katılım sayesinde hem sivil toplum kuruluşuna hayat vermiş hem söz konusu sivil toplum kuruluşu sayesinde birçok hakkımızı elde etmiş hem de çözümün bir parçası oluruz.
Bir yanıt bırakın