
Teokratik Devlet
Din ve dinî teşkilat, devletin üzerinde bir müessesedir. Devlet dine tabidir.
Siyasî hâkimiyet, dinî teşkilatın başında bulunan ruhanilere ait olan devlete teokratik devlet denir. İlkel yerli kavimler, Hititler, İsrail oğullarından Kral Davut, Mısır Firavunları devletleri ve Vatikan devleti, Hz. Muhammed dönemi buna örnektir.
Yarı Teokratik Devlet
Devlet dinî teşkilatın üstündedir. Dinî teşkilat ve din uleması devlet otoritesine tabidir. Siyasî hâkimiyet dünyevî devlet adamalarının elinde olan devlettir. Bu tam değil Nim (yarı) teokrasi ile yönetilir. Sâsânîler, Kadim Yunan ve Roma eski kralları, Orta Çağ Avrupa devletleri yarı teokratik devletlere örnektir.
Laik Devlet
Devletle din tamamen ayrılmıştır. Devlet içinde vicdan ve din tamamen ayrılmış devlete laik devlet denir.
Sadri Maksudi Arsal bu tanımları yaptıktan sonra laik devlet tanımını genişçe şöyle yapar: “Laik devlet, bütün vatandaşların dinî akidelerine hürmet eden, fakat hiçbir dinî diğer dinlere tercih etmeyen, her dine karşı aynı muameleyi yapan din ve itikat sahasını fertlerin hususi işi telakki ettiği için dinî zümrelerin dinî işlerine müdahale etmeyen, her dini menetmediği gibi hiçbir dine hiçbir türlü muavenet (yardım) dahi etmeyen, dinlere karşı bitaraf kalan devlettir.”2 Teokratik devlet tanımı acaba bu tanımın tam zıddı mıdır? Öyle anlaşılıyor ki, evet tam da zıddıdır.
Hilmi Ziya Ülken laikliği “saygı” ve “vicdan hürriyeti” kavramı üzerine yapar: “Laiklik, dinî inançla devletin ayrılması yahut dinin devlet işlerine karışmaması, devletin de dinî inançlara karşı aynı saygıyı ve vicdan hürlüğünü göstermesi demektir.”
Ali Fuat Başgil de laikliği “tarafsızlık ilkesi” üzerine kurar: “Bu fikri bize veren Garbi medeni memleketlerinde laiklik, her şeyden evvel, devleti, memlekette mevcut maruf ve müesses dinlere karşı tarafsızlığı, herhangi bir din ve mezhebin iç düzenine, ibadet erkân ve ahkâmına müdahale etmemesi” diye tanımlar.
Laikliğin sözlük anlamı ise; laik (laicos), isim veya sıfat olarak, ruhban sınıfında, “papaz tarafından” olmamak, “kilise (din) otoritesine (egemenliğine) ilgisiz kalmak” veya “dinden bağımsız bir dünya görüşüne sahip olmak” anlamlarına gelmektedir. Laiklik insanın değil, devletin bir sıfatıdır.
Türkçede laiklik, laik olma durumudur. Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması anlamına gelmektedir. Türkçede, laik, din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini din işlerinden ayrı tutan anlamına gelmektedir. Bu tanımlarda insan bir yüzüyle devletle bir yüzüyle de dinle ilişki içerisindedir. Temelde konu devlet-din ilişkisini oluşturmaktadır. Devletin yetkisi, sınırları ve sorumlulukları çizilmektedir.
Dinden daha çok devlete seslenilerek “din hürriyetinin,” “inançlara saygının,” “herhangi bir dinin ve mezhebin yanında yer almamasının” ve “tarafsızlığının ” korunması istenmektedir. Devlet böyle bir tutum ortay koyunca din zaten kendi sınırlarına çekilmektedir. Laiklik, dinin, devletin işine karışmasına engel olma halidir de diyebiliriz
Bir yanıt bırakın