İnsan Haklarının Korunması Konusunda Demokrasilerde Karşılaşılan Sorunlar

Terör eylemlerini engelleme çabalan insan haklan ihlallerine dönüşebilmektedir.
Terör eylemlerini engelleme çabalan insan haklan ihlallerine dönüşebilmektedir.

Bugün bütün dünyada en gelişmiş demokrasilerde bile insan haklarının korunması konusunda çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların sebeplerinden bazıları şunlardır:

Uluslararası Terör

Günümüzde artarak devam eden terör eylemleri, insan haklarının gerçekleştirilmesinde en büyük engellerden biridir.

Geçmiş yıllarda özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde etkili olan terör olayları, günümüzde gelişmiş devletlere  de  sıçramış durumdadır.

Terör eylemleri ile karşılaşan ülkeler, insan haklarını ortadan kaldıran,  baskıcı ve antidemokratik yöntemler kullanarak terör eylemlerini ve terör eylemlerinin doğuracağı zararı ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

Terör eylemlerini engelleme çabalan insan haklan ihlallerine dönüşebilmektedir.
Terör eylemlerini engelleme çabalan insan haklan ihlallerine dönüşebilmektedir.

Hızlı Toplumsal Değişme

Toplumsal değişme bütün toplumlar için değişmez bir gerçektir. Her toplum zaman içinde değişir. Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak çok hızlı bir toplumsal değişme yaşanmaktadır.

Binaların, ulaşım ve iletişim araçlarının, şehirlerin, giyim kuşamın, beslenme alışkanlıklarının her geçen gün hızla değişmesine karşın bunların kullanılmasını düzenleyen toplumsal kuralların, ahlak anlayışlarının, hukuk kurallarının bu hızlı değişime anında cevap verememesi çeşitli insan hakları ihlallerine dönüşebilmektedir. İnternet üzerinden işlenen suçlar ya da fikir ve  sanat  eserlerinin korsan yolla çoğaltılıp dağıtılması bunun tipik örnekleridir.

Bilim ve Teknoloji Alanında Sağlanan Gelişmelerin Kontrolsüz Kullanımı

Son yüzyılda bilim ve teknolojideki gelişme baş döndürücü bir hız kazanmıştır. Teknolojik ivmenin itici gücünü ticari rekabet oluşturmaktadır.

İnsanların ticari hırsla çevrenin kaynaklarını bilinçsizce yok ederek, geri dönüşü imkansız çevre felaketlerine yol açacak biçimde teknoloji üretmeleri, büyük çapta insan haklan ihlallerine yol açmaktadır. Gen teknolojisi ve tıp alanında sağlanan gelişmeler kontrolden çıkmaya aday görünmektedir.

Üretilen nükleer silahlar dünyayı birkaç defa yok etmeye yetecek büyüklüktedir. Enerji kaynaklan hızla tükenmektedir. Küresel ısınma, atmosferde, denizlerde, akarsularda meydana gelen kirlenme yakın bir gelecekte çok büyük felaketlere neden olabilecektir.

Nükleer silahlar tüm insanları birkaç sefer yok edebilecek kadar çoktur.
Nükleer silahlar tüm insanları birkaç sefer yok edebilecek kadar çoktur.

Bölgeler Arası Kalkınmışlık Farkları

Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasındaki rekabet, dünyanın bazı bölgelerinde yaşayan insanları açlık ve felakete sürüklemektedir. Bugün dünyanın bazı ülkelerinde yaşayan insanlar şişmanlıktan şikayet ederken, bazı bölgelerde yaşayan insanlar açlıktan ölmekte ya da yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu sağlıklarını kaybetmekte ve en temel insan hakkı olan yaşama hakkından ve sağlık hakkından bile yararlanama­ maktadırlar.

Savaşlar

Savaşlarda geniş çapta insan hakları ihlallerine yol açmaktadır. Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde devam eden savaşlar ve iç çatışmalar insanların ölmelerine ya da açlık ve kıtlık içinde korku ve panikle yaşamalarına neden olmaktadır.

İnsan Hakları İhlallerinde Devletlerin Sorumlu Gösterilmesi

İnsan hakları ihlallerinin gerçek suçlusu olarak devletlerin gösterilmesi insan hakları ihlallerinin önlenmesi önündeki en büyük engellerden biridir.

Çünkü sıradan bir kişi dahi, bir başka kişinin haklarını ihlal ederse bunu engellemeyen ya da engelleyemeyen devlet, işlevini yerine getiremediği için sorumluluğu yüklenmiş bulunmaktadır.

Devletin sorumluluğu en fazla parasal bir tazminatın mağdura ödenmesi şeklinde olmaktadır. Yurttaşlarının haklarını ihlal etmekten sorumlu tutulan devlet, bunun tazminatını da yine o yurttaşlardan topladığı vergilerle ödemektedir. Bu durumun yok edilmesinin tek çözümü, devlet ile devlet gücünü kullananların birbirinden ayırt edilmesidir.

Devletin soyut kavramsallığına sığınarak hukuku çiğnemeyi bahane edinen her kişinin, devlet olarak kabul edilemeyeceği anlaşılır ve devlet adına eylemde bulunanların bir kişi, bir suç faili olarak somutlanmasının önündeki engeller aşılabilirse artık bir tüzel kişi olarak devletin insan hakları ihlallerinin faili ve sorumlusu olarak nitelendirilmesinin de önüne geçilecektir. Böylece insan hakları ihlallerinin önlenmesi ile ilgili büyük bir gelişme sağlanabilecektir.

Kaynak: Demokrasi ve İnsan Hakları Eğitimi – Ercan AYDIN

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*